19 Ağustos 2013 Pazartesi

GELME

Gelme, Bir teselli verme, Gözyaşlarını artık silme… Yüreğimde ki Acıyı merak etme Her gün yalnızlığa iten kederi temaşa etme Huzuru Zehreden nedensizliği Çözmek için bir gayrete girme Alıp götüren Hicranıma ses etme, Yüreğimde ki hüzün vadilerini incitme Verme, Bir umutla karşıma dikilme Ecele El verdiğini söyleme, Ölüme gittiğinden bahsetme Yüreğini Daha fazla incitme, Kabuk tutmuş yaramı yeniden zedeleme Ne Hasretin adını an, Ne sevginin farkına şimdi var, Sevda hassasiyettir yar Artık Ne söylesem, Boyun büküp sabretsem Yüreğimi Titreten elemi ruhumla Götürsem, ümit vermesem Ölmenin sükûnetini Yaşarken terennüm etsem, Uzak diyarlara çekilsem Hatıralarla Kalan nefesi tüketsem, Kahrı tedavi etsem, gönlümü teskin eylesem Ne gelenin ve de gidenin gözlerine baksam İçimde Sakladığım acımla, Adım adım toprağımı kazsam Servilere Hüzünle baksam, Tenimi okşayan Rüzgârın halinden bir anlasam Ufkun kararan Çehresinde sabahlayıp, sessizliğin Efkârında topladığım çıraları yaksam Hangi nefes Gelirse yanıma, hiç hayıflanmasam Yıllara sâri Sukutumdan kalan Güfteleri muhabbet içinde anlatsam İster anlasın, İsterse anlamasın, yeter ki İçimde ki yangın biraz olsun rahatlasın Son dem Hicranım arınsın, Ruhum huzura kavuşsun, ölüm Nefsimi korkutmasın, tebessümle baksın

Hiç yorum yok: