13 Şubat 2009 Cuma

10 Şubat 2009 Salı

SEVDİĞİM ŞARKILARDAN...

SEVDİĞİM ŞARKILARDAN BEYİTLER


AH BU ŞARKILARIN GÖZÜ KÖR OLSUN !


Öyle dudak büküp hor gözle bakma
Bırak küçük dağlar yerinde dursun
Çoktan unuturdum ben seni, çoktan
Ah bu şarkıların gözü kör olsun

Güzelsen güzelsin, yok mu benzerin?
Goncadır ilk hâli bütün güllerin
Aklımda kalmazdı yüzün, ellerin
Ah bu şarkıların gözü kör olsun

Bir gülüşün var ki, kaş çatar gibi
En sıcak sözlerin azarlar gibi
Hiç bağlanır mıydım çocuklar gibi?
Ah bu şarkıların gözü kör olsun

Sonunda tuz bastım gönül yarama
Nice dağlar koydun, nice, arama
Seni terkedip de gitmek var ama
Ah bu şarkıların gözü kör olsun

SENSİZLİĞİ BEN SEÇMEDİM


Sensizliği ben seçmedim
Ben seçmedim ayrılığı
İncitmeyi istemedim
Sen çıkardın dargınlığı

Varlığınla yüceltirken
Yokluğunla ezme beni
Gelişine sevinirken
Gidişinle üzme beni

Sevinirken ben bahtıma
Seni bana verdi diye
Birden koptu bir fırtına
Bir söz yetti bu sevgiye

Varlığınla yüceltirken
Yokluğunla ezme beni
Gelişine sevinirken
Gidişinle üzme beni

SEVENLER HİÇ UNUTMAZ…

Sevenler hiç unutmaz, Ayrı düşse de yollar
İşte benim her gece,Düşündüğüm biri var
Hayallere dalarak, Yollarına bakarak

Hep ismini anarak, Düşündüğüm biri var
Yaşamayı sevdiren, Dertlerimi dindiren

Ağlatırken güldüren, Düşündüğüm biri var

SEVDİĞİM ŞARKILARDAN…

Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek

Hasta gönlüm yine hicrânını yalnız çekecek
Bil ki rûhum seni çılgınca severken ölecek
Yine sensin beni bir lâhza şifâyâb edecek

Ağlar gezerim sâhili, sanki benimlesin
Ayda yüzün, geceyi öpen sularda sesin
Bilmek istemem şimdi, nerede, nasıl, kiminlesin
Dünyâ gözümde değil, çünkü sen gönlümdesin

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok

Bir yer ki, sevenler, sevilenlerden haber yok
Bezminde kadeh kırdığımız sevgililer yok
Bir yer ki, sevenler, sevilenlerden haber yok

Ayrıldı gönül şimdi yine bir tek eşinden
Bulmakta teselli batan akşam güneşinden
Alnımdaki hattı yaşımın matemi sanma
Her çizgi açıldı acı hicran ateşinden

Ayrılmak ne kadar zor, unutulmak çok acı

Dün gülen bakışların bugün bana yabancı
Bu kadar zâlim olma bu mahzûn kalbe karşı
Dün gülen bakışların bugün bana yabancı
Bana nasıl vazgeç dersin, gönül senden vazgeçer mi?


Güneşsiz bir gök altında kış geçer mi, yaz geçer mi?
Okuduğum duâ sensin, kalb ağrıma devâ sensin
Kokladığım hava sensin, gönül senden vazgeçer mi?
Bende hicrân yarasından da derin bir yara var


Ona bi-çâre gönül boş yere bir çâre arar
Kurtuluş yok, aradan geçse de aylar yıllar
Ona bi-çâre gönül boş yere bir çâre arar
Beni cânımdan ayırdı, âh, gönlümü yıktı temelden


Seni sevmek de suçmuş ki bilmedim, yandım ezelden
Beni sana, seni bana kavuştursun Yârâb tez elden
Seni sevmek de suçmuş ki bilmedim, yandım ezelden
Bitmez tükenmez bu dert, ömür diyorlar buna


Bu gece mehtâb gibi aşkım da bitse suda
Gönlüm uyusun sesinde, gel dokunma şuna
Bu gece mehtâb gibi aşkım da bitse suda
Bugün yine gönlümün bahçesinde gezindim


Sana baktım; ay kadar, bahar kadar güzeldin
Gel gör beni nelere duçâr eyledi derdin
Sana baktım; ay kadar, bahar kadar güzeldin
Bülbül'i Şeydâ'ya döndüm, dehr'i görmez gözlerim,


Âşıkım Leylâ'mı gurbet elde her dem özlerim.
Fecr'i yok, mehtâb'ı sonsuz Şeb-i Yeldâ'dayım;
Lütfet artık âfitâbım ben cemâlin gözlerim.
Derdimi ummâna döktüm âsûmâna inledim


Yâre de, ağyâre de hâl'i derûnum söyledim
Aşinâ yok derdime, ben söyledim, ben dinledim
Gözlerim yollarda kaldı, gelmedin, çok bekledim

Dil şâd olacak diye kaç yıl avuttu felek

Saçıma karlar yağmış, boşuna yaz beklemek
Ne bülbül dile geldi, ne de açtı bir çiçek
Saçıma karlar yağmış, boşuna yaz beklemek

Ey çeşm-i ahû, mehlikâ, cürmüm nedir söyle bana
Ben âşıkım billah sana, cürmüm nedir söyle bana
Yanmaktayım çoktan beri, nâr-ı firâka ey peri
Aşkınla oldum serseri, cürmüm nedir söyle bana

Gel ey denizin nazlı kızı nuş-i şarab et
Çık sahile gel sinede bir âlem-i âb et
Mestane bakışlarla beni mest-ü harab et
Çık sahile gel sinede bir âlem-i âb et

Gönül aşkınla gözyaşı gözyaşı dökmekten usandı artık
Zira gözde yaş kalmadı, sabr ile uslandı artık
Ağlasam da faydası yok, sevsem de zamânı geçti
Zira gözde yaş kalmadı, sabr ile uslandı artık.

Gönül sana tapalı kapın bana kapalı
Şaşırmışım yolumu bu sevgiye sapalı
Susayan ırmak arar, olmaz sevende karar
Güzelleri olmasa bu dünya neye yarar

Geceme güneş olsan, kalbimi görmüş olsan
Unuturdum cihanı bana birgün eş olsan
Susayan ırmak arar, olmaz sevende karar
Güzelleri olmasa bu dünya neye yarar

Gönül yarasından acı duyanlar
Feleğin kahrına boyun eğermiş
Kara bahtın cilvesine uyanlar
Birgün olur murâdına erermiş

Ben de çile çektim, gözyaşı döktüm
Cânâna yalvardım, nice diz çöktüm
Şifasız yaramı dağlayıp söktüm
Ağlayanlar birgün olur gülermiş

Gül hazîn, sünbül perîşan, bâğ-ı zârın şevki yok,
Dertnâk olmuş hezârın nağmenkârın şevki yok.
Başka bir hâletle çağ?lar cûy-i bârın şevki yok.
Âh eder inler nesîm-i bî-karârın şevki yok.

Geldi ammâ neyleyim sensiz bahârın şevki yok.
Hançer-i aşkınla, ey yâr, gönlüm üzre vurma hiç

Öyle bir derde giriftkârım ki hâlim sorma hiç
Ağladıkça gözlerimden kan gelir yaş yerine
Öyle bir derde giriftkârım ki hâlim sorma hiç

Hastayım, yaşıyorum görünmez hayâliyle
Belki bir gün, bir gün diye, beklerim ümîd ile
Çürüyor zavallı kalbim aşkının hasretiyle
Belki bir gün, bir gün diye, beklerim ümîd ile

İnan ki ağlamadım, hüzünlüyüm sadece
Gözlerimdeki nemler, çiğ gibi yağar böyle her gece
Guz gunleri gibiyim, hiç bahar yaşamadım

Ya sevmeyi bilmedim yıllarca, ya sevince geç kaldım
Şimdi delicesine sevmek istesem bile

Sonbahar sisi çökmüş üstüme, sevincim buruk yine

Kime halim diyeyim, kime feryâd edeyim?

Kime rüsvâ olayım, kime şekvâ edeyim?
Kime bu dağ-ı derunum kime ifham edeyim?
Gülerek gel güleyim, kendimi handân edeyim.

Neden kalbim seni sevdi, o gözler zihnimi çeldi
Bu iftirak cana yetti yeşil gözlü yaman esmer
Vefa bekler iken senden, neden ayri düştün benden?
Gönül ayrılmıyor senden şirin sözlü yaman esmer


Ne dert kalır ne hüzün ,Bir sudur akar zaman

Seni ilk gördüğüm gün ,Dedim, ah, benim olsan
Ay değil yıllar geçti , Kavuşmak şimdi bir an

Kış geçti, bahar geçti,Dedim, ah, benim olsan
Yeter, üzme, çabuk gel ,Uzamasın bu hicran
Bu günlerden çok evvel ,Dedim, ah, benim olsan

Ne günâh etse açılmaz iki gönlün arası
Ne gün âh etse kanar dildeki firkat yarası
Dilerim bin beter olsun kim ayıplarsa beni
Arıyor rûhum onu, olsa da bir yüz karası

Ne senin aşkına muhtâç, ne esirin olacağım
Öyle bir sevgili buldum ki seni unutacağım
Yeni aşkın kucağında yeniden doğacağım
Öyle bir sevgili buldum ki seni unutacağım

Nideyim sahn-ı çemen seyrini cânânım yok
Bir yanımca salınır serv-i hırâmânım yok
Derdimi anlayacak hazk-ı dermanım yok,
Dağlanmış yüreğimin merhem-i pomadı yok

O tebessüm, o tavırlar, o levendâne hıram
Bir nazarla etti zalim bana dünyayı haram
O tavırlar ne idi, ne idi gülüşlerde meram
Bir hararla etti zalim bana dünyayı haram

O ne serkeş, o ne mağrur, o ne zalimdir aman
Yan bakışlar göz süzüşler ne yamandır ne yaman
Bu temayül kimedir anlamaz değil o civav
Bir nazarla etti zalim bana dünyayı haram

Sırma saçlı yârimin cân behşederken işvesi
Bâdeye revnâk verir canlar yakan gül bûsesi
Rûhumu teshir eder, âşüftedir handesi
Bâdeye revnâk verir canlar yakan gül bûsesi

Tadı yok sensiz geçen ne bahârın, ne yazın
Kalmadı tesellisi ne şarkının, ne sazın
Sarıldım kadehlere, dermân olur diyerek
Kalmadı tesellisi ne şarkının, ne sazın

Unutturamaz seni hiçbir şey, unutulsam da ben
Her yerde sen, her şeyde sen, bilmem ki nasıl söylesem?
Bir sisli hazân kesilir rûhum eğer görmesem
Neş'em de sen, hüznüm de sen, bilmem ki nasıl söylesem?

Ümitsiz bir aşka düştüm, ağlarım ben hâlime
Gönlüm kırık, bağrım yanık, hasretim ben yârime
Senden ayrı yaşasam da hayât ölümdür bana
Gönlüm kırık, bağrım yanık, hasretim ben yârime

Zamân olur ki ânın hâcle-i visâlinde,
ir inzivâ ve o cânân-ı bîvefâ bulurum.
Zamân olur ki gözümden kaçan hayâlinde;
Hayât-ı rûhuma müşfik bir âşinâ bulurum.